Anne Baba Tutumları
ANA-BABA TUTUMU
Çocuklar, sosyal beceriler, fiziksel faaliyet yetenekleri, öğrenme kabiliyetleri bakımından farklılık gösterir. Örneğin, çocuk müzik alanında yeterli değilken Türkçede iyi olabilir. Her çocuk kendine özgü zeka ve kişilik özelliklerine sahiptir. Bu özelliklerin bir kısmı kalıcı olabileceği gibi değişkenlik de gösterebilir.
Çocuğun var olan bireysel özelliklerinin yanı sıra ana-babanın tutumu, çevre koşulları çocuğun davranış ve gelişimini etkiler.
Çocuklar, meraklı, ilgili, öğrenmeye açıktırlar. Merakları giderilen, sordukları soruya doyurucu cevap alan çocuk körelmek yerine sorgulayıcı yanını devam ettirir.
Öğrenme faaliyetinin gerçekleştirme sürecinde çocuk oldukça çaba harcar. Çocuğun göstermiş olduğu çaba ebeveynleri tarafında dikkate alınmalıdır. Çocuk, öğrenmeye olan çabasının ailesi tarafından önemsendiğini, değerlendirildiğini bilmelidir. Özellikle okula başlayan çocuğun çabaları ana-baba tarafından saygıyla karşılanmalı, desteklenmeli ve pekiştirilmelidir. Çabaları övüldüğünde, çocuklar davranışlarını kararlılıkla sürdürmeyi öğrenir, yetenekli ve başarılı olabilmek için neler yapılması gerektiğine dair deneyim kazanırlar.
Anne-baba herhangi bir konuyla ilgili karar verirken, karara yönelik tam, mantıklı, gerçekçi açıklamayı çocuğa yapmalıdır. Doyurucu bir açıklamanın aksine gerçekleşen durumlar, hem olumsuz duyguların oluşmasına neden olur hem de zaman alabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca verilen karaların mantığı çocuğa tam ve net bir biçimde açıklanmalıdır. Çocuğunuz karşı çıkmayı sürdürse dahi kararlı bir şekilde uzlaşma sağlanmalıdır. Ebeveynin, açık, yalın ve öz bir şekilde durumu ifade etmesi çocuğun alınan karardaki tutarlılığı da kavramasında önemli etkendir.
Çocukların, sağduyuya dayanarak yargıda bulunabileceklerini göstermek ve kendi kararlarını oluştururken ana-babalarının güveninin kazanmak amacıyla, olumlu, yapıcı bir yaklaşımla uzlaşmaya varmayı öğrenmeleri gerekmektedir.
Zaman zaman çocukta gözlemlenen olumsuz davranışların değişmesi için ebeveynler çocuğu küçük düşürmeden, duygusal kırıklığa uğratmadan yapıcı bir konuşma gerçekleştirmemeliler. Aksi takdirde, çocuk, utanç duygusundan doğan bir benlik zedelenmesi yaşayabilir. Çocuğa belirli sınırlamalar getirirken, bu davranışın neden kabul edilmediğini açıkça ifade etmek, aynı davranışın kendisinde yapıldığında ne hissedeceğini ifade edebileceği bir konuşma yapmak hem çocuğun hatasını anlamasını hem de empatik yaklaşımını geliştirir.
ANA-BABA TUTUMLARINDA FARKLILIK
Ana-baba tutumları, çocuğun kişiliğinin oluşumunda büyük önem taşır. Ana-baba-çocuk üçgeni sevgi temelinde buluşmalıdır. Özdeşim modeli olan ana-baba bilmelidir ki, çocuğa nasıl davranılırsa, ondan benzer davranışlar görülür.
Anne baba, çocuktan beklediği davranışlara uygun davranışlar gerçekleştirmelidir. Çocuğun rol model aldığı ebeveynlerinin, yaptıkları davranışlar, söyledikleri sözlerden daha etkilidir. Uyumlu, tutarlı, saygılı aile ilişkileri olan çocuk yetişkin hayatında da özerk bir birey olarak bu ilişkinin etkisini gösterir. Çevre, çocuğun davranışlarının oluşumda temel faktördür. Anne çocuğuna yalan söylemenin yanlışlığını ifade ederken kendisi de yalan söylemeyen bir rol model olmalıdır. Eğer anne, ‘bunu sakın babana anlatma’ diyorsa, bir gün kendisi de çocuğundan buna benzer yanlış davranışlar görebilir.
Ana-babanın çocuklarına gösterdikleri tutumun sağlıklı olabilmesi için öncelikle kendi içlerinde barışık, huzurlu, saygılı olmaları gerekir. Bu noktada, ana-babanın yetiştiriliş tarzı da büyük önem taşır. Çok baskılı ya da aşırı gevşek eğitimle büyütülmüş olan ebeveyn çocuklarında, kendi çocuklarında eksik olduğunu düşündükleri yönleri doyurmaya çalışırlar. ‘Ben yapamadım, o yapsın’ diye düşünerek, sınırı aşıp, çocuğun şımarık ya da içe kapanık olmasına neden olabilirler. Her şeyin normali, ortası olması gereken halidir. Sınırı aşmak güzel sonuçlar oluşturmayabilir.
1. Baskılı ve Otoriter Tutum: Suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan ana-babaların çocuklarının, kolayca ağlayan çocuklar olduğu görülür. Baskı altında yetişen çocuk isyankar hallerden ve aşağılık duygusundan bir kişilik oluşturur.
2. Gevşek Tutum (Çocuk Merkezli Aile): Genellikle, orta yaşın üzerinde çocuk sahibi olan ya da tek çocuğa sahip olan ebeveynlerin gösterdikleri tutumdur. Abartılmış sevgi içerisinde büyüyen çocuk ‘doyumsuz’ bir birey olma yolunda ilerliyor demektir. Bu tutumla yetiştirilmiş çocuklar, anne babaların hükmeder, onlara az saygı gösterir çünkü ebeveyn çocuğunun egemenliğini kabullenmiştir.
3. Dengesiz ve Kararsız Tutum: Anne babanın görüş ayrılığında olması ve gösterdikleri davranışların değişkenlik göstermesi dengesiz ve tutarsızlığın oluşumunda temel etkendir. Çocuğa bağırıp, çağırıp hatta fiziksel şiddet uygulayıp ardından özür dilemek en somut örneklerdendir. Çocukta bazı iç çatışmaların oluşmasına, huzursuzlukların ve dengesiz-tutarsız bir yapının oluşmasına neden olur.
4. Koruyu Tutum: Çocuğa gerektiğinde fazla kontrol ve önem gösterilmesidir. Bu tutumla yetişen çocuklar genel olarak, başkalarına aşırı bağımlı, güvensiz, hayal kırıklıkları olan bir kişiliğe sahip olurlar. Bu tutumun sebebi daha çok annenin duygusal yalnızlığıdır. Çocuğun gelişimiyle bir bütün olan anne aslında kendi yalnızlığı, mutsuzluğunu telafi etmektedir.
5. İlgisiz ve Kayıtsız Tutum: Çocuğu yalnız bırakma, görmezlikten gelme gibi dışlama davranışları bu tutumun temelini oluşturur. Duygusal boşluğu olan bu tür çocuklarda ebeveynleriyle de iletişim kopukluğu görülür. İlgisiz ana-baba tutumunda yetişen çocukların saldırganlık eğilimleri güçlüdür.
6. Güven Verici, Destekleyici ve Hoşgörülü Tutum: Ebeveynin çocuğuna karşı hoşgörülü olmaları, desteklemeleri, bazı sınırları korumak dışında isteklerine izin vermeleri bu tutumun temel yapısıdır. Çocuk kabul edilmek, onaylanmak ister. Ana-babanın hoşgörüsünün normal düzeyde olması, çocuğun kendine güvenen, iletişime açık, toplumsal bir birey olmasını sağlar. Aile içerisinde kabul edilen ve edilmeyen davranışların sınırı bellidir. Bu sınırlar dahilinde çocuk özgürdür. Söz hakkı vardır, bir bireydir, düşüncelerini ifade edebilir. Böylece girişim yeteneğiyle beraber özgüven kazanır ve kararlarının sorumluluğunu alabilir.
Yukarıdaki ana-baba tutumları arasında en sağlıklı ve başarılı olanı “güven verici ve destekleyici“ tutumdur. Ancak bu tutumla kendine güvenen, karar verebilen, sorumluluk alabilen bireyler yetişebilir.
Özel İstanbul Mahir Rehberlik Birimi